Geleceğin savaş teknolojisi
Hızla gelişen teknoloji, mantık çerçevesinde savaşı imkansız hale getiriyor. Tabi insanoğlu mantığını kullanmayı becerebilirse.
Hızla gelişen teknoloji kısa süre içinde bildiklerimizi de, “eskiden” diye bahsedilecek konuma getiriyor. Gelişen teknolojinin getirdikleri yanında götürdükleri de var. Savaş alanlarına en son giren stratejik araç olan uçak, savaş alanlarından ilk yok olacak araca benziyor. Uçak derken burada klasik uçak kavramından söz ediyoruz. Pilot tarafından yönetilen uçan makineden. Önümüzdeki 20 yıl, pilotlu uçakların kullanıldığı son 20 yıl olacak. Bu yirmi yılın son çeyreğinde de sadece o kadar para harcanmışken yazık olmasın diye kullanılacaklar.
Yeni nesil uçaklara gelince; onlar pilotsuz, yerden ya da uydudan kontrol edilebilen savaş araçları haline gelecekler. Savaş alanlarının ise bilgisayar konsollarına taşınması kaçınılmaz.
Clint Eastwood’un Firefox filmini hatırlarsınız. Film, düşünce gücüyle yönetilen uçak projesinden bahsediyordu. Uçak, pilotun başlığındaki alıcılar sayesinde, emirleri pilot düşündüğü anda uyguluyordu. O zaman henüz Karpov bilgisayarlara yenilmemişti ve robot Asimo adım atmaya yeni başlamıştı.
Bir buluş eğer pahalı ise bunun iki alandan birinde işlevsel olması gerekir ki genelde başarılı buluşlar bu iki alanda da işlevsel olurlar. Askeri alanda ve cinsellik alanında. Çünkü sadece bu iki alan üzerinde ortaya çıkarılan buluşlar kısa zaman içinde geriye kar olarak döner.
Daha önce http://diflek.com/945/cariye-robotlar-yolda/ adlı yazımda bilim adamlarının 50 yıl içerisinde tam anlamıyla kadın ve erkeğin yerini tutabilecek (duygusal tepki verebilen ama bu duygusal tepkiyi istediğini oranda ayarlayabileceğiniz) robotlar üreteceğini yazmış ve bu konu üzerindeki kanıt ve bilirkişi görüşlerini vermiştim. Aynısı robot asker için de söz konusu. Kendi başlarına ya da Avatar filmindeki gibi uzaktan kumanda edilebilen savaşçılar da bu geliştirmelerin konusu.
Geliştirme programında da, hayattaki gibi, önce en kolay eğitilebilen tipin prototipleri üretiliyor, yani piyadenin prototipleri. Resmi olmayan ajans ve bazı sitelerde Afganistan ve Irak’’ta kullanılan bazı robot askerlerin kendi askerlerine ateş açtıkları için geri çekildikleri haberlerini okumuşsunuzdur. Yani aslında işlem başladı bile. Birdenbire piyasaya çıkmaları an meselesi.
Robot savaşçıların yaratılabilmesinin kökeni tanımlama meselesine dayanıyor. Dost düşman tanımlaması. Yani bilgisayarlardaki programların becerisine. Hani Amerika’nın bize silah satarken vermemekte direndiği o ünlü yazılımlardan söz ediyorum. Vermemesinin nedeni de kendisinin istemediği bir düşmanla savaşılmaması. Yani aslında siz sadece Amerika’nın yönlendirdiği yere ateş eden bir silah alıyorsunuz. İstediğiniz yöne ateş etmenize olanak kalmıyor. Size kalan tek karar, onun düşman olarak gösterdiği nesneye ateş edip etmemek oluyor.
Seksenli yıllarda AI (yapay zeka) konusunda çalışan bir ağabey ile tanışmıştım. İngiltere’de bu konuda hayli önemli bir yerdeydi ve AI sistemlerinin kurulmasında temel ilkeleri koyanlardan biriydi. Bana ilk denemelerinden birini anlatmıştı. Büyük bir rezalet olmuş.
Bilgisayara dost ve düşman tanklarını tanıtmak için fotoğraflar yüklemişler. Yüklenen fotoğrafları baz alan bilgisayar bir müddet sonra dost ve düşman tanklarını saptayacakmış. Yaptıkları birkaç denemede başarılı olmuş ve yüz görümüne çıkmışlar.
Askeri uzmanlar gelip, yüzlerce fotoğraf vermişler. Baz fotoğrafları da. Deneme başlamış. Bir müddet sonra bilgisayar dost tankları düşman, düşman tankları dost olarak tanımlamış. Neden olduğunu bir türlü anlamamışlar. Tanklar yerine resimleri analiz edince, olayın nasıl gerçekleştiğini fark etmişler.
Örneklemede, düşman olarak verilen Rus tankları hep soğuk iklimde, karda ve dağlarda çekilen tank resimleriymiş. Amerikan tankları ise çöl ve arazide. Araya Afganistan’daki Rus tankları ve soğuk iklimde yol alan Amerikan tankları girince, iş karışmış. Çünkü bilgisayar dost düşman analizini oran orantıya göre, yani resmin büyük kısmını kaplayan şeye göre yapmış. Araziye göre.
Şimdi komik gelen bu anekdot, bundan 30 yıl önce hedef bulma sistemlerinin ne durumda olduğunu açıklıyor. O zamanın gözde savunma ve havacılık dergileri A5 ve M5 neredeyse antik sayılabilecek uçakları anlatıyor. Geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğinde bilgi üretimi öyle hızlandı ki, daha prototipler çıkamadan demode olmaya başladılar.
http://diflek.com/1150/aci-kaybimiz-endustriyel-ekonomi-cagi/ yazımda belirttiğim gibi bilgi, artık yeni ekonomik çağın lideri. Ekonomik alanın yeni fark ettiği gerçeği askeri alan yüzlerce yıldır biliyor ve geleceğe yönelik planlarını insan gücü ya da kapital değil, bilgiye göre yapıyor. Aksi takdirde Çin’in dünyanın en büyük savaş makinesi olurdu ve dünya Hint – Çin kutbundaki çekişmelere göre hareket ederdi.
Bu yüzden bütün ülkeler bilgiye ve bilgi potansiyelini yaratacak olan zekaya yatırım yapmaya başladılar. Gelecekteki her noktada bilginin dokunuşu olacak ve en fazla bilgi üretebilen, her türlü karşılaşmadan galip çıkacak. http://diflek.com/703/yeni-nesil-efendiler-1/ yazımda ülkelerin halklarındaki zeka potansiyellerini yükseltmek için kullandıkları klonlama ve seçici üreme metotlarından bahsetmiştim. Bilgiyi üretme ve kullanma becerisi diğerlerinden daha yüksek bireyler yetiştirmek için yapılan yatırımlar ve AI’nin savaş dahil her alanda kullanımı, yakın bir gelecekte birleşecek konular.
Pek yakında savaşan insan kalmayacak. Geleceğe yönelik savaş senaryolarında tanklar, gemiler ve uçaklar demode olmuş durumda. Akıllı kurşun ve akıllı füze teknolojileri, yüksek savaş ve tahrip gücüne sahip anfibi hatta gereğinde uçabilen robot askerler, uydu güdümlemeleri, geleceğin savaş teknolojisini tarifliyor. Özellikle uçaklarda, pilotun hayatını korumak için yapılan yatırımın maliyeti, eski dönemlerdeki uçak/pilot maliyetine göre inanılmaz boyutta. AI biraz daha gelişip, pilotun yerini aldığında, artık bildiğimiz anlamdaki uçaklara da veda edeceğiz.
Tabi bu gitgide artan akıllı makineleşme bize Terminator’deki gibi bir gelecek de sunabilir. Bilemiyoruz. Gözüken o ki artık savaşlar eski savaşlar gibi olmayacak.
(12.08.2011)
|